Bengü: "Annelik Beni Işıkların Altında Güçlendiriyor!"

Abone Ol :

Bengü:

1- Merakla beklediğimiz “Karma”ya kavuştuk. Biz şarkıya, şarkının enerjisine ve size bayıldık? Hazırlık süreciniz ne kadar sürdü?

"Karma"yı bir buçuk sene önce Zeki'den dinledim ve tabii çok beğendim. Onun şarkılarının genel olarak hepsini çok beğeniyorum, onun yüreğine düşen şarkıları... Kendime iyi gelecek olanları, yakıştırdıklarımı da böyle hemen cımbızla seçiyorum. "Karma" da öyle oldu, bir buçuk sene önce aslında slow haliyle dinlemiştim. Hemen bizim voltran’ın üçüncü ayağı Mustafa Ceceli'ye gönderdim. O da çok beğendi, şarkıyı hareketli yapmak istedik yani, hem günümüz sounduna uygun hem de yıllar öncesinden beri alıştırdığımız ve kendimizi de böyle çok severek ifade edebildiğimiz bir Bengü tarzı var altyapılarda. Şarkıyı duyduğunuz zaman Bengü’nün şarkısı diyebileceğiniz bir durum. İşte aranje kısmı şarkının oluşması hepsi bütün olarak on altı ayı buldu diyebilirim.

 

2- Stüdyo aşaması sizin için nasıl geçiyor? "Karma"da nasıl bir süreç yaşadınız?

Stüdyo aşaması benim en sevdiğim aşamalardan bir tanesi. Çoğu kişinin stüdyo fobisi vardır ama ben artık çok alıştım ve çok seviyorum. Orada geçirdiğim vakit çok uzun sürmüyor çünkü öncesinde şarkıyı yorumlama fikrine iyice alıştırmış oluyorum kendimi ve orada da aslında beş altı kanal alıp farklı farklı yapabiliyoruz hatta bazen kanalları hiç düzenlemeyip hepsini seçtiğimiz de olabiliyor. Mustafa Ceceli'nin stüdyosu zaten artık evim gibi bu şarkıda da orada buluşuldu. İki kere buluştuk, birincisinde işte ton bakma bir demo için bir kayıt alma gibi... Sonrasında da şarkının ana okuması mixi, masteringe geçiş süreci oldu. Çok keyifli geçiyor stüdyo vakti bizim için genelde ben gündüzleri okumayı tercih ediyorum. Sesim daha az yorgun ve daha sağlıklı oluyor. Gündüz saat iki üç gibi okumayı bitirip evime dönüyorum.

25-08/04/p_948688292ac20e28.jpg

 

3 - “Karma” şarkısının çok farklı bir enerjisi var... Siz şarkıyla nasıl buluştunuz? Hikayesini bizimle paylaşır mısınız ?

Zeki ile yeni şarkılar hakkında konuştuğumuzda o bana önce Kervan’ı yollamıştı, orada zaten vuruldum. O şarkıda da Mustafa Ceceli ile düet yapmaya karar vermiştik. Karma da tam o vakitlerde yani o Kervan’ı yolladığı dönemlerde bana ulaştı. Vallahi bence insanı hem hüzünlendiren hem de “İşte Allah'tan karmanın haberi var o zaten sana cevabı verir” gibi göndermeli bir şarkı, o tarafı çok hoşuma gitti. Sözleri çok kıymetli, artık böyle her kelimesi anlam taşıyan şarkı sözleri ile buluşmak zor ama Zeki bunu tabii ki çok güzel başarıyor. Çok önemli bir söz yazarı aynı zamanda. Bir buçuk sene önce duyduğum anda böyle bayağı bir etkilenmiştim, iyi ki de benim olmuş. 

25-08/04/1160x650-bengu-karma-1753174094004-1754311134.jpg

 

 4-  Şarkılar kadar kliplerinizde adından söz ettiriyor. Siz bu konuda çok titiz davranıyorsunuz... "Karma"nın klip çekim süreci sizin için nasıl geçti?

Klip süreçleri benim için çok önemli. Aslında şu an baktığımızda böyle lirik, düşünülmüş videolar daha az. Sadece şarkıyı duyuran işler de var. Onlar da tabii ki mantıklı günümüz piyasasında. Ama ben ilk günden beri kliplere, görsele çok önem veriyorum. Çünkü dinleyicimin benden bir beklentisi var, beni güzel görmek istiyor. Dolayısıyla benim çok titiz, özenli davranmam gerekiyor. Bu da maddi manevi bir çaba bir emek gerektiriyor. Ben bunu her seferinde çok önemsiyorum. Önümüzdeki yıllarda iş nereye gelirse gelsin. Burada da tabi çok kıymetli bir hocamız Murat Küçük var, kendisi yılların duayenidir, şu anda da bence çok güzel günümüze uygun işler yapıyor. Tabii onu hemen aradım ben. Dedim ki Muratcığım yıllar önce Gezegen’de buluşmuştuk, hadi şimdi ikincisi. Gerçekten de çok istediğim gibi bari güzel görüntülerin olduğu çok iyi bir ekibin çalıştığı, tam anlamıyla iyi bir pop klibi oldu.

Dediğim gibi klipleri çok önemsiyorum, bundan sonra da öyle gidecek. Buradan da Murat Küçük'e ve bütün ekibine bir kere daha teşekkür ediyorum. Styling için de benim çok yakın arkadaşım aynı zamanda sahnede de birlikte çalışıyoruz; Aslı Parlak onun da çok emeği var. Sevgili Beliz’in, Gülçin'in çok emeği var. Beliz Şen, Gülçin Sadık. Onlar benim mentörlerim öyle söyleyebilirim. Gencecik yaşlarında müthiş işler çıkartıyorlar. Bütün ekibime teşekkür ediyorum, inşallah herkesin de hoşuna gitmiştir.

 

5- Her yeni projede farklı bir Bengü izliyoruz... Yıllardır kendini tekrar etmeyen ama o ince çizgisini de koruyan bir Bengü görüyoruz... Bu hassas dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?

Evet, bu da işimizin çok önemli bir parçası. Çünkü her yeni proje başka bir hikaye. Başka bir hikaye ile dinleyeni şaşırtmak, düşündürmek, eğlendirmek, üzmek bir bütün oluyor. Eskiden bütün albümlerde de bunu vermeye çalışıyorduk; başlığıyla içeriğiyle her şeyiyle aslında bir bütün projeler. Burada tabii yıllardır aldığım yolu çizdiğim çizgiyi, kendi benliğimi, doğrularımı hiçbir zaman es geçmeden yenilikleri, yeni müziği, yeni görselleri takip ederek kendime uyarlamayı tercih ediyorum ama dediğiniz gibi o benliğimden çizgimden de vazgeçmemek en büyük hedeflerimden. 

25-08/04/bengu45.png

6- Son dönemde dijitalleşen müzik dünyamız hakkında neler söylemek isterseniz? Eski dönemlere özlem oluyor mu?

Aslında her şey dijitalleşiyor. Bu çoğu zaman hayatımızı kolaylaştırırken bazen de biraz hislerimizi, duygularımızı biraz daha köreltebiliyor.  İşte yıllar önce yılbaşında yazdığımız mektupları o kartpostalları özlediğimiz gibi şimdi dijital kartlar gidiyor, mesajlar gidiyor ama müzikte de aslında o müziğin duygusunu veren enstrümanları canlı canlı çaldırmayı bırakmamak lazım. Ben genelde dijital altyapılar kullansak da mutlaka bir canlı saz eklemeyi tercih ediyorum. Çünkü o duyguyu özellikle Türk müziğinde yani Türk pop müziğinde bizim melodilerimiz bizim duygularımız çok daha fazla. O yüzden de tabii ki çoğu zaman özlem duyuyorum canlı canlı yapılan müziğe ama tabii şimdi de ikisini birleştirip dinleyene duyguyu da es geçmeden ulaştırmayı tercih ediyorum.

 

7- Çabuk tüketilen bir dönemdeyiz müzikal açıdan... Dinleyicinin tam olarak ne istediğini kestirmek mümkün olmuyor değil mi?

Bu çok güzel bir soru çabuk tüketilen bir dönemdeyiz. Evet zor oluyor çünkü çok çabuk geçiyor. Bir dönem bir şeyin furyası oluyor, bakıyorsunuz dört ay sonra bambaşka bir yere gitmişiz. Bu beni biraz tedirgin ediyor yani ne yalan söyleyeyim çünkü ben iki dönemin ortasına denk geldiğim için üç senede albüm bitiren bir dönemi de yaşadığım için mesela bir şarkıya altı ay emek veriyoruz, ilk önce fark edilmeyebiliyor sonradan patlıyor ya da ilk önce patlıyor, üç ay sonra bir bakıyorsunuz bambaşka bir hal almış. Ama ben doğrularımdan vazgeçmemeyi tercih ediyorum ki o yüzden şu an baktığınızda sonradan viral olan birçok şarkım var. Yani o zaman çok dinlenmiş ama şimdi de gençler tarafından tarafından çok çabuk keşfedilmiş. Çünkü gerçekten baktığınızda ölümsüz soundlar, şarkılar yapmışız. Mesela “Saygımdan, Saat Üç, Sahici” bu şarkıların aldığı ivme son yıllarda müthiş. Bu da işin sevindirici tarafı. Dediğim gibi ben kendi müziğimden vazgeçmeden devam ediyorum. Hiçbir zaman Allah şu moda oldu, ben de buna kapılayım dediğim olmadı. Fırsatım oldu ama bu fırsatı böyle değerlendirmek istemedim açıkçası. O yüzden de bence iyi müzik, iyi şarkı her zaman dinleyicisine ulaşıyor yaş kaç olursa olsun o kulak o güzelliği fark ediyor ve dinliyor. O yüzden ben iyi üretmeye devam etmeyi düşünüyorum. Her zaman da öyle olacak. 

 

8- Albüm yapmak, single çıkarmak ünlü olmak artık çok kolay bir hal aldı... Sizin gibi emektar sanatçılarımızın, tüm zorluklarını yaşamış biri olarak bu duruma bakış açısı nasıl?

Evet, günümüzde artık sesini duyurmak, albüm yapmak, şarkıcı olmak çok kolay. Açıkçası ben herkese saygı duyuyorum bütün genç arkadaşlarıma yeni çıkan yeni bir heves ile bu işe giren. Gerçekten yeteneği olanları zaten görüyorsunuz ayakta kalabiliyorlar. Ama dijital dünyayı bir araç olarak kullanıp aslında olmayan bir şeyi satmaya çalışanlarda belki çok ayakta kalamıyordur. Herkesin emeğine saygı duyuyorum ben.

 

9- Gelecek dönemde sürpriz projeleriniz olacak mı? Düet gibi mesela...

Tabii her an her şey olabilir. Biraz önce konuştuklarımızı avantaja çevirebiliriz. Yani tüketim hızlı ama biz de sürekli yeni şeyler sunmak zorundayız. Her zaman sıcak bakıyorum. Kendi içime sinen ekibimin içine sinen projeler oldukça tabii ki. Ama ben ara ara onları serpiştirmeyi daha uygun buluyorum kendi dinleyicime. Tek başıma verdiğim şarkıların aralarına böyle güzel projeler tabii ki yaparız yine yapacağız. Onun dışında Youtube projemiz çok beğenildi, çok dinleniyor. Benim için de çok güzel bir arşiv. Yani böyle bir er meydanı gibi görüyorum orayı dolayısıyla da oraya biraz yönleneceğiz. Kendi Youtube kanalıma şarkılar yüklemeye devam edeceğim. Bu son zamanda son bir senede verdiğimiz şarkıların bir kısmında akustik hallerini canlı çalıp yine vermeyi düşünüyoruz. Yani birçok proje var önümüzde.

 

10- Evde bir prenses bir de prens var... ? Sağlıkla büyüsünler deyip, müzikle ilgileri var mı anne mesleğine ilgi duyuyorlar mı diye sormak isteriz ? 

Evet, evde dünya tatlısı iki yol arkadaşım var, çok şanslıyım yani işimin rast gitmesinde işime olan bu çalışkanlığımda onların çok büyük katkısı var çünkü beni çok mutlu ediyorlar. Onlarla mutlu oldukça ben de üretmeye devam ediyorum. Oğlum özellikle çok yatkın bu beni çok şaşırtıyor ve mutlu ediyor aynı zamanda. Bazen şarkı söylerken öyle notalar basıyor ki kendi küçüklüğümü de görüyorum. Zeynep’de aynı şekilde çok akıllı, çok sanata yönelik. Meslekleri ne olursa olsun onların yanında olacağız tabii ki ama mutlaka içinde hobi olarak da olsa müziğin yer almasını çok isterim. İkisi açısından da bakalım zamanla göreceğiz.

 

11- Peki... Anne Bengü desek... Dünyanın en kutsal duygusunu iki kez yaşadınız... Biraz anne Bengü’den bahseder misiniz ?

Anne Bengü’den bahsederim tabii ki. Her anne gibi elimden geldiğince onlar için her şeyin en iyisini yapmaya gayret ediyorum. En iyi şekilde büyütmeye gayret ediyorum. Çok büyük bir aşk, çok büyük bir sevda her sabah güne onlarla başlamak çok güzel. Onların okulları, kursları. Bütün her şeyleriyle birebir ilgileniyorum. Hayatımın en büyük hediyesi onlar. O yüzden anne Bengü’de aslında ışıkların altında olan Bengü’yü güçlendiriyor. Orada çok büyük bir şey başarırken geri planda aslında anne Bengü’nün başardıkları çok daha mühim ve manevi benim için. O yüzden ikisini bir arada en iyi şekilde yürütmek benim hayattaki en büyük amacım. Bunun için de her gün şükrediyorum. Size de çok teşekkür ediyorum. Çok içten bir sohbet olduğunu düşünüyorum. Bütün dinleyenlere de sevgilerimi sunuyorum sevgiler. 

 

RÖPORTAJ

DENİZ RÜYA SARI

Etiketler:

Abone Ol :